Mevcut eğilimlerle dünya 2,6°C ısınma yolunda ilerliyor

Wood Mackenzie’nin “Energy Transition Outlook 2025–2026” raporu, küresel enerji sisteminin dönüşüm hızının Paris Anlaşması hedeflerinin oldukça gerisinde kaldığını ortaya koyuyor. Raporda, küresel ısınmayı 2°C’nin altında tutmak için 2025–2060 döneminde her yıl yaklaşık 4,3 trilyon dolar yatırım yapılması gerektiği belirtiliyor.
Bugün enerji sektörüne yapılan yatırımların küresel gayri safi hasılanın (GSYH) yüzde 2,5’ine denk geldiğini belirten uzmanlar, bu oranın önümüzdeki on yıl içinde yüzde 3,35’e çıkarılması gerektiğini vurguluyor.
Yenilenebilir enerji hızla büyüyor ama yeterli değil
Rapora göre, güneş ve rüzgâr enerjisinin küresel elektrik üretimindeki payı 2050’ye kadar yüzde 60’a ulaşacak. Ancak bu büyüme, hızla artan elektrik talebini karşılamak ve fosil yakıtların payını azaltmak için yeterli olmayabilir.
Wood Mackenzie uzmanları, şebeke entegrasyonu, enerji depolama kapasitesi ve altyapı yatırımlarında ciddi boşluklar bulunduğuna dikkat çekiyor. Bu zorluklar, yenilenebilir enerji büyümesinin emisyon azaltımı üzerindeki etkisini sınırlıyor.
Yapay zekâ ve veri merkezleri enerji tüketimini tırmandırıyor
Rapor, yapay zekâ uygulamaları ve veri merkezlerinin enerji talebindeki artışta önemli bir payı olduğuna işaret ediyor. Sadece AI odaklı altyapıların 2025 itibarıyla 700 TWh elektrik tüketeceği tahmin ediliyor.
Ayrıca kritik minerallerin arz güvenliği — lityum, kobalt, nikel ve nadir toprak elementleri gibi — temiz enerji teknolojilerinin yaygınlaşmasında önemli bir darboğaz oluşturuyor. Bu durum, enerji dönüşümünü teknik bir süreçten çok jeopolitik bir mücadele alanına dönüştürüyor.
Rapor, ABD’nin enerji dönüşümü yatırımlarını mevcut seviyelere göre yüzde 76 oranında artırması gerektiğini ortaya koyuyor. Çin ve Avrupa Birliği gibi bölgelerde artış ihtiyacı daha düşük olsa da, net sıfır hedeflerine ulaşmak için ek finansman ve politika desteği gerekiyor. Çin’in yenilenebilir enerji teknolojilerinde üretim kapasitesini artırarak küresel iklim liderliği rolünü güçlendirdiği de raporda vurgulanıyor.
“2050 net sıfır hedefi risk altında”
Wood Mackenzie analistleri, mevcut politika ve yatırım eğilimlerinin devam etmesi halinde 2050’de net sıfır emisyona ulaşmanın mümkün görünmediğini, bu hedefin ancak 2060 civarında gerçekleşebileceğini öngörüyor.
Rapora göre, elektrik talebindeki artış, teknolojik altyapı sınırlamaları, finansman açığı ve jeopolitik riskler, küresel iklim hedeflerini tehdit eden başlıca faktörler arasında yer alıyor.
Buna rağmen, yenilenebilir enerji teknolojilerinin olgunlaşması ve enerji yatırımlarına artan ilgi, küresel dönüşüm için hâlâ umut verici bir tablo sunuyor.