Güneş enerjisi tesislerinde böcek popülasyonları yeniden canlanıyor

Küresel böcek biyoçeşitliliği, habitat kaybı, pestisitler ve iklim değişikliği gibi faktörler nedeniyle azalmaya devam ediyor. Ancak, yenilenebilir enerji projelerinde akıllı arazi kullanımıyla habitatların yeniden canlandırılması, bu düşüşün etkilerini tersine çevirebilecek bir çözüm olarak görülüyor.

Minnesota eyaletinde beş yıl süren çalışmada, bitki örtüsünün yapısı ve böcek topluluklarının bu yeni yaşam alanlarına tepkisi incelendi. Araştırma kapsamında, bozulmuş araziler üzerine kurulan güneş enerjisi tesisleri, yerel otlar ve çiçekli bitkilerle restore edildi. Çalışmanın sonunda, böcek popülasyonlarında ve biyolojik çeşitlilikte kayda değer bir artış gözlemlendi. Bal arıları, kelebekler, güveler ve tarımsal açıdan faydalı diğer böceklerin çeşitliliği ile sayılarının önemli ölçüde arttığı raporlandı. Örneğin, yerli arı popülasyonu 20 kat artarken, toplam böcek bolluğu üç katına çıktı.

Güneş enerjisi, yalnızca karbonsuzlaştırma hedeflerine katkı sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda tarım alanlarının üretkenliğini artırarak ekolojik ve ekonomik faydalar sunuyor. Araştırmacılar, güneş çiftliklerindeki böcek polinatörlerinin, çevredeki tarım alanlarına da fayda sağladığını ve örneğin soya fasulyesi çiçeklerinde tozlaşmayı artırdığını belirtti.

Argonne Ulusal Laboratuvarı’ndan çevre Bilimci Lee Walston, “Bu çalışma, habitat dostu güneş enerjisinin böcek popülasyonlarını korumada ve tarım alanlarında tozlaşma hizmetlerini iyileştirmede etkili bir yöntem olduğunu gösteriyor” dedi. Walston, uygun şekilde konumlandırılan güneş enerjisi tesislerinin biyolojik çeşitlilik kayıplarını telafi edebileceğini ve enerji ile çevre sorunlarına çözüm sunabileceğini vurguladı.

Araştırma sonuçları, habitat dostu güneş enerjisinin iki temel avantajını ön plana çıkarıyor. Birincisi, biyolojik çeşitliliği destekleyerek doğal alanların kaybını telafi edebilmesi. İkincisi ise tarım alanlarının güneş enerjisi projelerine dönüştürülmesiyle ortaya çıkabilecek arazi kullanım çatışmalarını azaltabilmesi. Özellikle marjinal tarım arazilerinin bu şekilde değerlendirilmesi, hem birinci sınıf tarım arazilerinin korunmasını hem de üretkenliğin artmasını sağlayabilir.

Başa dön tuşu